KAÇ KİŞİ VAR?
Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir biyolog bir kafeye oturmuş karşıdaki eve bakarlarken eve iki kişi girdiğini görürler. Bir müddet sonra evden üç kişi çıktığını gördüklerinde olayı şu şekilde yorumlarlar:
Fizikçi: Gözlem hatası yaptım.
Biyolog: İçerde ürediler.
Matematikçi:Eve bir kişi daha girerse içerde hiç kimse kalmayacak.
İSKOÇ KOYUNLARI
Bir mühendis, bir fizikçi ve bir matematikçi İskoçya'da trenin penceresinden bakarken siyah bir koyun görürler, mühendis hemen atılır
- İskoçya'daki tüm koyunlar siyah.
der. Fizikçi söze karışır
- İskoçya'daki bazı koyunlar siyah.
der ve matematikçi son noktayı koyar:
- İskoçya'da en az bir tarafı siyah olan en az bir tane koyun vardır.
ÇİFTE OLUMLAMA
Ünlü bir filozof dilbilim üzerine bir konuşma yapıyordu. Çifte olumsuzlamanın bazı dillerde olumlu bir anlamı varken bazılarında olumsuz bir anlam yol açtığını henüz belirtmiş ve fakat çifte olumlamanın hiçbir dilde olumsuz bir anlam ortaya çıkartmadığını anlatmaya başlamıştı ki arkalardan onu dinlemeye gelmiş ünlü bir matematikçinin sesi duyuldu:
- Tabi, tabi!..
YAZI - TURA
Bir matematik öğrencisi finale çalışamamıştır ve sınava girdiğinde bakar ki sorular doğru/yanlış tipinde. Ne yapacağı bellidir. Çıkarır bir bozuk para ve yazı-tura atarak imtihanı cevaplandırmaya başlar. Gözetmen de bir yandan takip etmektedir onu. Bu şekilde iki saat geçer. Herkes sınıfı terketmiştir fakat o hala yazı tura atmaktadır. Gözetmen dayanamaz ve gelip sorar:
- Sınava çalışmadığını ortada. Kitapçığı bile açmadın ve yazı-tura atarak cevaplandırıyorsun. Peki seni bu kadar uzun süre meşgul eden nedir?
Öğrenci hiç istifini bozmaz ve bozuk parayı fırlatmaya devam eder:
- Şşşt, cevapları kontrol ediyorum.
YARDIM TALEBİ
Çocuk babasından matematik ödevini yapmasına yardım etmesini ister ve
- Doğru olmaz oğlum.
cevabını alır fakat o ısrarlıdır:
- En azından dene baba...
MATEMATİKÇİ
Balonla seyehat etmekte olan bir grup yolunu kaybeder ve biraz alçalarak aşağıdaki kişiye yaklaşırlar. İçlerinden biri aşağıya bağırır:
- Heyyy!.. Şu anda nerdeyiz?..
Aşağıdaki şahıs onlara şöyle bir bakar ve biraz düşünüp dalgın dalgın cevap verir:
- Bir balonun içinde ve oldukça alçaktasınız...
Balondaki adam doğrulur ve arkadaşlarına:
- Biliyor musunuz bu adam matematikçi?..
der. Bunun üzerine balondaki diğer şahıslar bunu nerden anladığını sorduklarında şöyle yanıtlar:
- Birincisi, çok düşündü, ikincisi söylediği şey kesin olarak doğru... Üçüncüsü, bir işe yaramıyor...
TASAVVUR
Bir matematikçi ve bir mühendis ünlü bir fizikçinin seminerine katılırlar. Seminer Kulza-Klein teorisi üzerinedir ve 9 boyutlu uzayda cereyan eden bir takım işlemler içermektedir. Matematikçinin seminerden oldukça keyif alır görünmesine karşın, mühendis çok zorlanmaktadır. Başı çatlayacak derecede ağrımaya başlayınca dayanamaz sorar:
- Bu garip ve zor şeyleri nasıl anlayabiliyorsun?
Matematikçi gayet sakin cevap verir:
- Sadece olayı tasavvur ediyorum.
- 9 boyutlu bir uzayı nasıl tasavvur edebilirsin ki?
- Aslında çok kolay. Sadece n boyutlu bir uzay tasavvur ediyorum. Daha sonra n ' yi 9'a götürüyorum.
ASLAN AVI
Bir matematikçi Afrika'da aslan avlamaya çalışmaktadır. Sonunda bir tane aslan görür ve etrafına tel örgü çeker. Daha sonra da şöyle der:
- Burayı dışarısı olarak tanımlıyorum.
AZİM
İskoçun biri yolda giderken bir nal bulur ve sevinç içinde şöyle der:
- Geriye kaldı üç nal, bi at!..
İDDİA I
İki matematikçi aralarında tartışmaktadır. Bunlardan biri aslında matematiği herkesin az-çok bildiğini iddia ederken, diğeri de öyle olmayıp sadece eğitimini almış insanların bildiğini savunmaktadır. Sonunda bu meseleyi tartışarak halledemeyeceklerinin farkına varırlar ve teklifte bulunur herkesin bildiğini iddia eden:
- Şurada bir restoran var. Girelim oraya ve oradaki garson kıza x'in integralini soralım. Kabul ediyor musun?..
Diğeri hemen kabul eder. Öyle ya, x'in integralini bilen kaç tane garson kız vardır ki? Ne var ki, bu tartışmayı planlamış bulunan diğeri daha önceden garson kıza gidip, ona bir miktar karşılık önererek kendisine sorulacak olan soruya x2/2 cevabı vermesi hususunda anlaşmıştır. Neyse, gelirler restorana ve o kızı görüp yanına gelirler. Kıza:
- Afedersiniz, size bir soru sorabilir miyiz?..
derler. Kız kabul edince de soruyu sorarlar. Garson kız pek fazla düşünmeden:
- x2/2...
diye cevap verir. Biri kazanmanın sevinci, biri de kaybetmenin hüznüyle teşekkür ederek ayrılırlarken garson kız arkadan seslenir:
- Bir de... C sabiti var...
UÇAK YOLCULUĞU
İki matematikçi bir uçak seyahatine başlarlar. Havalandıktan bir saat sonra bir anons duyulur:
- Sayın yolcularımız. Uçağımızın dört motorundan biri arızalanmıştır. Endişe etmeyiniz. Üç motorla uçuşu tamamlayabiliriz. Fakat beş saat sürecek yolculuğumuz yedi saate uzamıştır.
Yola devam ederler. Kısa bir süre sonra yeni bir anons duyulur:
- Sayın yolcularımız. Uçağımızın sağlam olan üç motorundan biri arızalanmıştır. Endişe etmeyiniz. İki motorla uçuşu tamamlayabiliriz. Fakat yolculuğumuz on saate uzamıştır.
Derken az bir vakit sonra üçüncü anons:
- Sayın yolcularımız. Motorlarımızdan biri daha arızalanmıştır. Fakat paniğe kapılmayınız. Tek motorla da uçuşu tamamlayabiliriz. Ancak yolculuğumuz on sekiz saate uzamıştır.
Bu son anons üzerine matematikçilerden biri şöyle der:
- Umarım bu son motor da arızalanmaz. Yoksa sonsuza kadar burada kalacağız.
MİRAS TAKSİMİ
Zengin bir köy ağası vefat eder. Vasiyeti açılır. Mallarının yarısını büyük oğluna, dörtte birini ortanca oğluna ve beşte birini küçük oğluna bırakmıştır. Bütün mallar paylaşılır ancak geriye on dokuz at kalmıştır. 19'u ne ikiye, ne dörde, ne de beşe bölmek mümkündür. Köyün en akıllı adamına gidip akıl danışırlar. Adam da onlara yardımcı olabileceğini söyler. Der ki:
- Benim de bir atım var. Alın bunu size veriyorum. Oldu mu yirmi at? Yarısını sen al bakalım, on tane. Dörtte birini de ortanca kardeşin alsın, beş tane. Beşte birini de yani dört tanesini de en küçüğünüze verelim. On, beş daha onbeş. Dört daha ondokuz. Verin bakalım benim düldülü geriye.
NAZİ KAMPI
Hitler birgün kamplardan birini ziyaret ederken oradaki tutuklulardan birine sorar:
- 5, 3 daha kaç eder?
Mahkum 6 diye cevap verdiğinde yanındaki kurmaya döner ve kızgın bir ses tonuyla:
- Ne biçim toplama kampı bu?..
diye azarlar
MESLEK SEÇİMİ
İki arkadaş hangi mesleği seçmeleri gerektiğine bir türlü karar veremezler ve bir danışmana giderler. Danışman bunların problem çözme yeteneklerinin oldukça iyi olduğunu farkeder ve şöyle bir deney yapar: İçinde bir gaz ocağı, bir masa ve masanın üstünde bir çaydanlık bulunan iki ayrı odaya onları sokar ve suyu kaynatmalarını ister. İki adam da aynı şekilde masanın üstünden çaydanlığı alıp ocağa koyar ve ocağı yakar. Danışman daha sonra onları aynı şekildeki iki ayrı odaya sokar fakat bu sefer çaydanlıklar masanın üstünde değil, yerdedir. İki arkadaştan biri çaydanlığı yerden alır, ocağa koyar ve ocağı yakar. Danışman ona mühendis olmasını, çünkü her problemi ayrıca çözme yeteneğine sahip olduğunu söyler. Diğer şahıs ise çaydanlığı önce masanın üstüne koyar, daha sonra masanın üstünden alıp ocağa koyar ve ocağı yakar. Danışman ona ise matematikçi olmasını, çünkü problemi daha önce çözülmüş bir probleme indirgediğini söyler.
DENEY
Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir kimyacıyı bir ay süreliğine ayrı ayrı odalara kapatmışlar. Odalarda kilitli bir buzdolabı ve çeşitli araç gereç varmış. Bir ay sonunda odaların kapılarını açıp bakmışlar. Fizikçi mekanik bir makine yaparak buzdolabının kapısını kırmış ve karnını doyurmuş. Kimyacı çeşitli elementleri karıştırarak bir sıvı yapıp buzdolabının kapısını eritmiş. Son olarak matematikçinin odasına girmişler. Matematikçinin kurumuş cesedi duvara dayanmış bir halde yerde kanla şunlar yazılıymış:
Teorem : Buzdolabını açamazsam ölürüm.
İspat: : Buzdolabını açtığımı varsayalım...
GOLF
Bir rahip, bir doktor ve bir matematikçi golf oynamak maksadıyla golf sahasına gittiklerinde görürler ki saha doludur. Fakat işin enteresan yanı o sırada oyun oynamakta olan yaşlı dört adam oldukça kötü oynamaktadırlar. Sonunda dayanamayıp yetkiliye şikayet ederler:
- Evet kabul ediyoruz, sıra onların fakat siz çok iyi bir kulüpsünüz. Bu kadar kötü bir oyunun oynanmasına nasıl seyirci kalabiliyorsunuz...
Bunun üzerine yetkili o kişilerin kulübün ortaklarından olduklarını ve hepsinin kör olduğunu, bu yüzden o kadar kötü oynadıklarını söyleyince papaz pişmanlık ve mahcubiyet içerisinde:
- Ben papazım, lütfen herhangi bir ihtiyaçlarında beni şu kilisede bulsunlar...
der ve apar topar gider. Doktor aynı şekilde:
- Ben dünyanın en ünlü göz doktorlarından biriyim. Herhangi bir şikayetlerinde onlara yardım etmeyi çok isterim...
deyip hemen evine doğru yola koyulur. Matematikçi ise gayet soğukkanlı bir şekilde sorar:
- İyi de niye gece oynamıyorlar?..
KAYIP ANAHTARLAR
Bir pür, diğeri uygulamalı matematikçi olan iki kişi arabalarından inerler ve benzer şekilde elli metre yürüdükten sonra arabalarının anahtarlarını kaybettiklerini farkederler. Uygulamalı matematikçi arabasının yanına döner ve arabasının yanından tekrar başlayarak gitmiş olduğu yolu arar ve anahtarlarını bulur. Pür matematikçi ise yolun karanlık olmasından dolayı diğer uçtaki daha aydınlık bir yere gider ve anahtarlarını orada arar.
BOMBA KORKUSU
Devamlı uçak seyehatleri yapan bir işadamının en büyük korkusu uçakta bir bomba bulunmasıydı. Bu korku o kadar karşı konulmaz hale gelir ki, dayanamaz ve bir matematikçiye gelip sorar:
- Bir uçakta bir bomba bulunması ihtimali nedir?
Matematikçi istatistikleri araştırır, ihtimal hesapları yapar ve adama:
- Yüzde bir...
cevabını verir. Adam hiç beklemediği bu cevap karşısında afallar. Bu ihtimal çok yüksektir. Sıkıntı içerisinde geçen birkaç gün sonrasında aynı matematikçiye gelerek:
- Peki, bir uçakta iki bomba bulunması ihtimali nedir?..
diye sorar. Matematikçi:
- On binde bir...
cevabını verdiğinde rahatlayan adam daha sonra uçağa ne zaman binse çantasında bir bomba bulundurur...
Devam Edecek...